Danıştay
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2016/1294
Karar No: 2016/1272
Özet: Tebligatın yapılacağı kimselerin bulunmaması halinde yapılan tebliğin, aynı ikametgah adresinde ikamet etmeyen kimselere yapılsa dahi geçerli olduğu, aynı konutta oturmanın Ģart olmadığı hk.
Ġstemin Özeti : Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen 7.11.2013 tarih ve 12, 14 ve 15 takip numaralı ödeme emirlerinin 2010, 2012 ve 2013 yıllarının muhtelif dönemlerine ait toplam ……….. TL tutarındaki katma değer vergisi ve damga vergisine iliĢkin kısmının iptali istemiyle DAVA AÇILMIŞTIR.
Antalya 2. Vergi Mahkemesi 6.3.2014 gün ve E:2014/313 K:2014/249 sayılı kararıyla; dava konusu ödeme emirlerinin davacının ikametgah adresinde H.K.’na 29.11.2013 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu ödeme emirlerinin tebliğini izleyen günden itibaren yedi (7) gün içerisinde 6.12.2013 günü mesai saati bitimine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 12.12.2013 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçeyle açılan davada süre aĢımı bulunduğundan davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından, kendisinin evde bulunmadığı bir sırada, kendisiyle birlikte oturmayan ve misafir olarak evinde bulunan H.K.’na yapılan tebligatın usulsüz olduğu, öğrenme tarihine göre açılan davanın süresinde olduğu ileri sürülmüĢ ise de 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94’üncü maddesinin 3’üncü fırkası uyarınca vergilendirmeyle ilgili hüküm ifade eden vesika ve evrakların, tebligat yapılacak kiĢinin bulunmaması durumunda ikametgah adresinde bulunan, görünüĢüne göre 18 yaĢından küçük ve ehliyetsiz olmayan kiĢilere yapılmasının mümkün bulunması nedeniyle davacının iddiasının yerinde görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanununun 15’inci maddesinin 1/b bendi uyarınca davayı süre aĢımı NEDENĠYLE REDDETMIŞTIR.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi, 23.3.2015 gün ve E:2014/4377, K:2015/1482 sayılı kararıyla; 213 s. Kanunun 94’üncü maddesinde tebligatın yapılacağı kimselerin; mükellefler, bunların kanuni temsilcileri, umumi vekiller ve vergi cezası kesilenler olarak sayıldığı, son fıkrasında ise bu kiĢilerin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iĢ yerlerinde memur veya müstahdemlerden birine yapılacağının hüküm altına alındığı, yukarıda sözü edilen 94’üncü maddede geçen “ikametgah adresinde bulunanlar” ifadesiyle yasa koyucunun aynı konutta oturanları amaçladığının kabulünün gerektiği, söz konusu ibareyi tebligatın yapıldığı sırada o adreste bulunan herhangi birine yapılacağı Ģeklinde yorumlamak, dava açma hürriyetinin geliĢen tesadüfi olaylara bağlanması Ģeklinde sonuçlar doğurabileceği gibi 7201 sayılı Tebligat Kanununun 16’ncı maddesinde tebligat yapılacak Ģahsın adresinde bulunmaması durumunda tebligatın “aynı konutta oturanlar”dan birine yapılması kuralıyla da çeliĢeceği, davacının ikametgah adresine tebligata çıkarılan dava konusu ödeme emirlerini tebellüğ eden H.K.’nun baĢka bir adreste
oturduğunu ve tebligat sırasında evinde misafir olarak bulunduğunu ileri süren davacının dosyaya sunduğu yerleĢim yeri ve diğer adres belgesinden, H.K.’nun baĢka bir adreste oturduğunun anlaĢıldığı, bu durumda, davacının gösterdiği adreste geçici olarak bulunduğu açık olan Ģahsa yapılan tebligat usule aykırı olduğundan, usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emirlerine karĢı davacının öğrenme tarihine göre açtığı davanın süresinde olduğu gerekçesiyle, uyuĢmazlığın esası hakkında karar verilmek üzere KARARI BOZMUŞTUR.
Antalya 2. Vergi Mahkemesi, 19.11.2015 gün ve E:2015/1205, K:2015/1765 sayılı kararıyla; aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ISRAR ETMİŞTİR.
Davacı tarafından; 213 s. Kanunun 94’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında belirtilen “ikamet adresinde bulunanlardan birisine” ifadesinin, ikamet adresinde birlikte oturanlar olarak anlaĢılması gerektiği, dava konusu ödeme emirlerinin kendisiyle aynı evde yaĢamayan, kendisi hastanede olduğu için refakat amacıyla evde bulunan H.K.’na tebliğ edildiği, söz konusu tebligat usulüne aykırı olarak yapıldığından, öğrenme tarihi olan 10.12.2013 tarihinden itibaren süresi içinde açılmıĢ olan davanın esasının incelenmesi gerektiği ileri sürülerek kararın BOZULMASI iSTENMİŞTİR.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi GEREKTİĞİ SAVUNULMUġTUR.
DanıĢtay Tetkik Hakimi DüĢüncesi :Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının DanıĢtay Üçüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulunca tebligat iĢlemleri tamamlandığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Antalya 2. Vergi Mahkemesinin, 19.11.2015 gün ve E:2015/1205, K:2015/1765 sayılı ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Kurulumuzca da uygun bulunmuĢ olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek DURUMDA GÖRÜLMEMİŞTİR.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 14.12.2016 tarihinde OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.
Karşı Oy
Temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının DanıĢtay Üçüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

Dosyayı indirmek için Tıklayınız.